Toprak EN

Tarım Devriminden Tarımda Devrime

Tarım Devriminden Tarımda Devrime
Geri Dön
5 Mart 2024 Salı

Tarım Devriminden Tarımda Devrime

Tarım devrimi, uygarlık tarihinin en önemli dönüm noktalarından biriydi. Bugünse tarımın geleceğini şekillendiren devrim niteliğinde gelişmelere tanıklık ediyoruz. Bunlardan biri, üretimi kapalı alanlara taşıyan dikey tarım uygulamaları…

İnsanlığın avcı ve toplayıcılığı ardında bırakarak yerleşik hayata geçip kendine kalıcı yaşam alanları inşa etmesi, varlığını sürdürmesini sağlayacak besini kendi elleriyle üretmesi, bu besini gelecekte kullanmak üzere depolaması ve tüm bunların beraberinde getirdiği nüfus artışı uygarlık tarihinde o denli büyük bir dönüşüme sebep oldu ki bugün bu gelişmeleri “tarım devrimi” olarak adlandırıyoruz. İçinde bulunduğumuz yüzyılda gerçekleşen teknolojik ilerlemelerin etkilerinin ise “tarımda devrim” yaratacağını söylemek mümkün. 

 

Dijital dönüşüm aracılığıyla endüstride gerçekleşen üretkenlik artışını ve karar alma süreçlerinin gerçek zamanlı hale gelmesini tarif etmek için kullanılan endüstri 4.0 ifadesini tarım sektörüne uyarlayarak “tarım 4.0” olarak adlandırılan dönüşümler, tarımın geleceğine damga vuracak gelişmelere kapı aralıyor. Bunların dünya nüfusundaki artış, iklim değişikliği, doğal kaynakların uğradığı tahribat gibi süreçlerin tarım üzerindeki olumsuz etkilerini hafifletici gelişmeler yaratacağı tahmin ediliyor. Zira 2050 itibarıyla dünya nüfusunun 9,7 milyara ulaşması bekleniyor, 2030 itibarıyla dünyadaki su kaynaklarının ihtiyaç duyulan miktarın oldukça altında kalacağına işaret ediliyor, tarıma elverişli arazilerin gün geçtikçe yetersiz kalacağı vurgulanıyor. Tüm bunlar, tarımı sürdürülebilir kılacak dijital dönüşüm adımlarının ne denli acil ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. 

Tarımın dönüşümü 

Söz konusu dönüşüm; drone’lar, robotlar, GPS ve benzeri teknolojilerin tarımsal üretim süreçlerine entegre edilmesine işaret ediyor. Böylelikle yeni üretim teknikleri geliştirilebiliyor, gıda zincirinin sürdürülebilirliğini sağlayacak teknikler kullanılabiliyor, gelişmiş veri analizi uygulamalarının kullanımıyla üretkenlik artırılabiliyor. Gerçek zamanlı ölçümlerle birlikte üretim sürecine ilişkin kararlar daha etkili hale gelirken daha az risk alınması sağlanıyor. İçinde bulunduğumuz süreçte dijital dönüşümün tarım sektöründe yaratacağı olumlu etkinin boyutları öngörülse de dünya bu dönüşümün henüz başlangıç aşamasında bulunuyor. McKinsey tarafından hazırlanan rapor, ABD’deki tarım çiftliklerinin henüz dörtte birinin internet bağlantısına sahip cihazlar kullanabildiğini, pek azının elde edilen verileri analiz edebilecek donanıma sahip olduğunu açıklıyor. 2030 itibarıyla dünyadaki kırsal alanların yüzde 80’e yakınında internete erişilebileceğini gösteren rapor, altyapının gelişimiyle eş zamanlı olarak dijital teknolojilerin tarıma entegre edilmesini sağlayacak yatırımların yapılması gerektiğine dikkat çekiyor. 

Dijital dönüşüm örnekleri 

Dijitalleşmeyle birlikte tarımda yaşanan dönüşüm, üretim sürecini daha verimli, sürdürülebilir ve tasarruflu hale getirecek pek çok uygulamayı kapsıyor. Bu uygulamaların başlıca örneklerinden biri, tıpkı diğer pek çok alanda olduğu gibi tarımda da kendi kendine hareket eden araçların kullanımının yaygınlaşmasıdır. GPS’li kameralarla desteklenen bu araçlarla insan kaynaklı hataların azaltılması, ekim sürecinin daha etkili hale getirilmesi, alıcılar sayesinde toprak ve tohum hakkında gerekli bilginin toplanabilmesi ve verimlilik artırılırken kaynak kullanımının azaltılması hedefleniyor. Tarımın geleceğini şekillendiren uygulamalardan bir diğerinin drone kullanımı olduğu ifade ediliyor. Toprağın sulama ihtiyacını tespit edebilen, mahsulün gelişiminin takibini yapabilen ve toprak analizi gerçekleştiren drone’lar, ekim işlemini de etkili bir şekilde sağlayabiliyor. Pek çok yeni cihazın geliştirilmesini mümkün kılan nanoteknoloji uygulamaları ise çeşitli şekillerde tarımsal üretime entegre edilebiliyor. Nanosensörler sayesinde mahsuldeki hastalıkların tespiti sağlanabiliyor ve toprak kalitesi değerlendirilebiliyor; nanogübre kullanımı ise tarımdaki üretkenliği artırmak için kullanılıyor. 

Dikey tarım uygulamaları 

Halihazırda dünya genelinde pek çok ülkede dikey tarım uygulamaları, normal şartlarda tarımsal üretim için değerlendirilemeyecek alanların işlevli kılınmasını sağlıyor. Üretim sürecinde çok daha az su kullanılan dikey tarım uygulamalarının özellikle suya erişimin güç olduğu, iklimin tarımsal üretim için elverişsiz olduğu ve taze gıdaya ulaşılamayan bölgeler için avantaj sağlayacağı vurgulanıyor. 

Dikey tarımın bugünü 

Halihazırda dünya genelinde Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Çin, Singapur, Fransa, Almanya, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve başka pek çok ülkede dikey tarım uygulamalarının örneklerine rastlanıyor. Örneğin, Japonya’nın Nara şehrinde bulunan bir dikey tarım çiftliğinde günde 30 bin marul yetiştiriliyor. ABD’de ise 2019 itibarıyla 2.000’i aşkın dikey tarım çiftliğinin bulunduğu ifade ediliyor.

GELECEĞİMİZ TARIMA DAYALI

AHMET AKBULUT | İGSAŞ AR-GE BİRİM YÖNETİCİSİ

İGSAŞ’ın tarıma yönelik inovatif çalışmaları, AR-GE Merkezi’nde yürüttüğü Akıllı Tarım Projesi çerçevesinde devam ediyor. Bu kapsamda hayata geçirilen Cemre ve Toygar, prototip olarak geliştirildi ve isimleri tescillendi. Geniş tarım arazilerinde bitki gelişimi izleme, sulama tespiti, bitki hastalıkları tayini, yaprak ve toprak numunesi alma, toprak analizi, haşere gibi zararlı canlı tespiti faaliyetleri yapma özelliği bulunan Toygar tarla robotu için yaptığımız başvuru Türk Patent Kurumu tarafından kabul edildi. Cemre hava aracı, geniş tarım arazilerinde bitki gelişimi izleme, sulama tespiti, bitki hastalıkları tayini gibi faaliyetler için geliştirildi; tohum topu atma özelliğiyle de ticari orman yetiştiriciliği hedeflendi. Cemre’nin tohum topu atma özelliğine ilişkin akademik makalemiz uluslararası dergide yayınlandı. GPS ile uzaktan kumanda edilen cihazlar tarafından yapılan tespitleri yapay zekaya ve uygulamaya aktarma çalışmaları devam ediyor. Yapay zekayla elde edilen tespitler, tarımın gelişimi için hizmete sunulacak. 

2022’de Tarım Bakanlığı iş birliğiyle faaliyete başlayan İstanbul Kapalı Dikey Tarım Projesi ise dikey serada 12 ay boyunca sürekli üretimi mümkün kılıyor. Tüm sistem uzaktan kumanda ile kontrol edilebiliyor. Tohumdan nihai ürüne kadar yetiştirme özelliğine sahip olan bu inovatif tesiste çok daha geniş arazilerde üretilebilecek ürünler, iklim şartları gözetilmeksizin atıl binalarda, kapalı mekanlarda, hatta büyük şehirlerde lojistik ihtiyacını ortadan kaldırarak gerçekleştirilebilecek. 

Geleceğimizin tarıma dayalı olduğu kaçınılmaz bir gerçek. İGSAŞ, 52 yıldır Türkiye’de tarıma hizmet eden büyük bir firma olarak çağın gereği olan inovatif yöntemlerle faaliyetlerine devam ediyor.

Kaynaklar

mckinsey.com, abc.net.au, verticalfarmingplanet.com